NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
وَكِيعٌ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ أَبِي
الزُّبَيْرِ
عَنْ جَابِرٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بَيْنَ
الْعَبْدِ
وَبَيْنَ
الْكُفْرِ
تَرْكُ
الصَّلَاةِ
Cabir'den (rivayet
edildiğine göre)
Rasûlullah (s.a.v.)
"Kul ile küfür arasında (ki yol) namazı terktir" buyurmuştur.
İzah:
Müslim, iman;, Tirmizi.
iman; İbn Mace. ikame; Ahmed b. Hanbel. III. 370-389.
Hadisin zahirinden
insanla küfür arasındaki ulaşım vasıtasının namazı terk etmek olduğu ifade
edilmektedir. Bu ifadeye göre namazı terkeden bir insan, küfür dairesine
ulaşmış olur. Hadisin bu zahiri ifadesi "masiyetin imana işlenen
sevaplarında küfrüne bir zarar vermeyeceğini savunan Mürcie mezhebi nin aleyhine
bir delildir. Fakat amellerin, imanın bir cüzü olmayıp, sadece kemalinin şartı
olduğunu söyleyen ehl-i sünnet ulemasından bazısı, bu hadisi te'viî ederek, onu
namazı inkar ederek terkeden kişinin kafir olacağını, fakat kalbinde imanı olan
bir kimsenin, namazın farz olduğunu kabul eden bir kimsenin kafir olmadığını
söylemişlerdir. Ehl-i sünnet alimlerinin, namazı kasden terkeden kimse
hakkındaki görüşlerini, şu şekilde özetleyebiliriz.
"Ahmed b. Hanbel
(v.241/855) ile tabileri, tembellik sebebiyle bile olsa, özürsüz namazı terk
edenin kafir olduğunu söylemişlerdir." Ahmed b. Hanbel ve ona tabi olan
Hanbeliler, nakle mutlak bağlılıkları sebebiyle namaz kılmayanı tekfir ederken
Nebi efendimizin şu hadisine dayanırlar: "Kim kasden namazı terkederse kafir
olur." Dinde naklin ve aklın yeri konusundaki görüşleri sebebiyle,
Hanbeliler hakkında nakli delil bulunan bir meselede akla değer vermezler,
nakli delil ile amel ederler. Bu alimler, namaz dışındaki ibadetleri terkedenin
kafir olduğuna dair bir nassa rastlamadıkları için, oruç, zekat, hac gibi
farzları mazeretsiz terkedenin kafir olmadığım söylemişler, fakat namazı
terkedenin kafir olduğuna dair hadis bulunduğundan, hadis ile amel etmişler,
namaz kılmayanı kafir saymışlardır.
Namaz kılmayan kimseye
uygulanacak hükümlere geince; Ahmed b. Hanbel ve tabilerine göre, üç gün namaz
kılmaya davet edilir. Kılarsa affedilir, kılmazsa öldürülür. Hanbelilere göre
namazı terkedenin öldürülmesi kafir olduğu içindir.
İmam Malik (v. 179/795)
ve eş-Şâfiî (v.204-819) ye göre namaz kılmayan kişiye namaz kılması emrolunur.
Kılmazsa kafir olduğu için hadden (şer'î ceza olarak) öldürülür. Böyle bir
kimse kafir olmadığı için cenaze namazı kılınır.
İmam Ebu Hanife'ye (v.
150/767) göre, namazı terkeden kafir olmaz. Namaz kılmadığı için de öldürümez.
Fakat namaz kılıncaya kadar hapsedilerek uyeun telkinat ve cezalarla tedib
edilir ve namaz kılması sağlanır.[Bk. Kılavuz Ahmed. Saim, lmam-Küfür Sınırı.
159.]
Mahir: Namazı terkin
küfür olmadığını Hanbellileri akıldan uzak sayarak tenkid edip akli olarak
namazı terkedenin imanlı olduğunu söyleyene derim ki:
Ashabın sadece namazın
terkini küfür saydığını bildiren hadis (Müslim, iman; Tirmizi, iman; İbn-i
Mace, ikame) yukarıdaki oruç namaz farzlarıyla namazı bir tutan açıklamayı
geçersiz kılar, zaten Nebi s.a.v. namazı özel olarak kendi ağzından
zikretmiştir. Günde 1 saati bulmayan bir ibadeti terkedecek kadar Allah korkusu
olmayan kişi Allah'ın (C.C.)'nun neyine iman etmişlerdir, varlığına m ?
Müşrikler de Yahudiler de Hristiyanlar da Zerdüşlerde Allah vardır diyorlar
zaten. Allah'ın tehditlerini göz ardı etmek ya akılsızlık, ya inkar yada
dünyanın görmediği bir cesarettir. Etrafta namaz kılmayan kafir olmaz diyip
gezerek dinler arası diyaloğa hizmetten başka bir şey yapmadığınızı
söylerim.
Din vahiy, dolayısıyla
nakildir, onun izin verdiği yerde akıl vardır, akıl diye diye ibn-i Rüşd
Dante'ye malzeme oldu oda ilahi komedya diye kitab yazdı.